ULUSLARARASI İŞİTME ENGELLİLER HAFTASI ( 18- 24 EYLÜL)
İşitme kayıpları, doğumsal ve çevresel birçok etkene bağlı olarak görülebilmektedir. Anne – baba arasında akrabalık, genetik bazı hastalıklarda görülen işitme kaybı, annenin gebeyken kullandığı bazı ilaçlar ve geçirdiği hastalıklar, bebeğin doğum kilosunun düşüklüğü, yoğun bakım ünitesinde kalması, ağır sarılıklar, ateşli hastalık geçirmesi ve bebeğe verilen bazı ilaçlar işitme kaybına neden olabilmektedir.
Ülkemizde doğan her bin bebekten 2-3’ü ileri derecede işitme kaybı ile dünyaya gelmektedir. Çocukluk döneminde geçirilen hastalıklar, kulak enfeksiyonları, kazalar ve kullanılan bazı ilaçlar nedeniyle bu oran geçici işitme kayıplarıyla birlikte % 6’ya kadar ulaşmaktadır.
Engellilikten korunmada taramalar; erken tanı için çok kullanılan ve en iyi sonuç veren yöntemlerdir. Dünya Sağlık Örgütü işitme kaybına yol açan faktörlerin %50′sinin önlenebilir olduğunu bildirmektedir. Bu nedenle çocukların yeni doğan döneminde işitme taramalarından geçmesi, kızamık, menenjit, kabakulak ve kızamıkçık aşılarının zamanında ve eksiksiz yapılması son derece önemlidir.
Bizim önceliğimiz işitme kayıplarını erken dönemde saptayarak tedavi ve rehabilitasyonunu sağlamak ve bu yolla engelliliğin önüne geçmektir. İşitme kaybını erken dönemde belirlemek amacıyla ülkemizde Yenidoğan ve Okul Çağı dönemlerinde çocuklarımıza işitme taraması yapılmaktadır. Basit, ucuz ve uygulaması çok kolay testler ile işitme kaybı şüphesi olan bebekler erken zamanda teşhis edilebilmektedir. Yenidoğan bebeklerimizin ilimizdeki Yenidoğan İşitme Tarama Merkezlerimizde işitme tarama testleri yapılmaktadır. Ayrıca Okul Çağı dönemde ise ilkokul 1. Sınıf öğrencilerine yönelik olarak tarama personellerimiz tarafından okullarda işitme tarama programımız devam etmektedir.
Amacımız; geleceğimiz olan çocuklarımızın, tarama testleri ile erken dönemde saptanan ve tedavi edilebilen hastalıklar konusunda erken müdahalelerinin yapılarak yaşıtları, sağlıklı çocuklarla eşit koşullarda yaşamlarını sürdürebilmelerini sağlamak ve sağlıklı bir nesil oluşturabilmektir.
Ailelere düşen görev çocuklarının işitme taramalarını zamanında yaptırmak ve işitme kaybı saptandığında tedavi ve eğitim süreçlerine etkin bir biçimde dahil olmaktır. Bu sayede erken teşhis konup ve erken rehabilite edilen çocukların dil gelişimine paralel olarak; zihinsel sosyal ve ruhsal gelişimleri normal yaşıtlarına benzer seviyede gelişebilir.